15 Şubat 2014 Cumartesi

Evin salonu oyun bahçesi

Sarellam ne zamanki ayağa kalktı ve sıralamaya başladı işte o an bizim de hayatımızda ikinci dönem başladı :)

İlk bebeklik diyebileceğim, fiziksel olarak yine yorucu olan ama bıraktığımız yerde kaldığı dönemde tüm arkadaşlarım çok şanslısın bu dönemin kıymetini bil derken ne demek istiyorlarmış artık çok net biliyorum..


Yaklaşık 1,5 ay önce Sarellam hiç emekleme girişiminde bulunmadan ayağa kalkınca beni aldı bir telaş..Neden derseniz salonumda bulunan bir sürü süs püs, oyuncaklar, arabalar, dokunsan kırılacak biblolar...Mutfakta açıkta duran kavanozlar, odasında devrilebilecek eşyalar..

Bu dönemle okuduğum tüm makaleler, kitaplar bebeğin bu dönemde gücünü bakın bu eşyayı nasıl kaldırdım, nasıl attım şeklinde göstermeye çalıştığını anlatılıyor.. Yani salonda bizim için çok değerli olan vazoyu yere atıp kırarken amacı aslında bizi üzmek ya da yaramazlık yapmak değil, kendi gücünü göstermek aslında, o nedenle bebek için çok önemli olan bu dönemde, o vazoyu kırmasından dolayı sorumlu olan o değil, biz ebeveynleri olarak o vazoyu orada bırakmaktan ve onu tehlikeye sokmaktan dolayı suçluyuz..

Ve bu dönemde bebeğe cıss sakın dokunma, onu kırarsan polis amcalar gelecek gibi şeyler söylemek aslında bilinçaltına tabuları yerleştirmekten, kalıplar sokmaktan başka bir işe yaramıyormuş..Hani hepimizin 30'larımıza geldiğimizde fark ettiğimiz, ahh neden bu bendeki garip düşünceler, davranışlar bu tabular dediğimiz tabular sanırım bunlar :)


İşte bu yüzden Sare için evi, Sare'nin biraz daha birşeyleri anlayacağı döneme kadar minik bir oyun alanına çevirdik..Ona rahatça sıralayabileceği bir ortam yaratıp, evde ne kadar kırılabilecek şey varsa kaldırdık, yerlerine oyuncaklarını koyduk, raflarına özgürce döküp saçabileceği ama toplaması bizi de üzmeyecek şeyler yerleştirdik..Neredeyse hiç halı olmayan evimizde halıya dair ne varsa bulup buluşturduk birleştirip ona düştüğünde zarar görmeyeceği bir ortam yaratmaya çalıştık.

Böylece yürümeye çalışırken bol bol poposunun üstüne düşen, oyuncakları raflardan alıp salonun öbür ucuna atan Sarecik de mutlu ben de mutluyuz :)


Arkada duran cerceve de oradan kalkarak kütüphanenin içinde yerini aldı tabii ki :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyorumm