22 Mart 2014 Cumartesi

Selim 1.yaş partisi!


Moda camiasının bana kazandığı en güzel şey ne diye düşündüğümde, kuşkusuz çok iyi arkadaşlar..

Alaçatı Millfest Festivali'nde tanıştığımız Cadde No:5'in sahibi sevgili Zeynep ve eşi Ali'de çok görüşemesek de o çok sevdiğimiz arkadaşlarımdan biri..


Ve işte 2013'den bugüne hızla akan zamana zalimsin diyor ve  Sare'den çok kısa bir zaman önce doğan Selim'ciğin doğumgününe bağlanıyoruz..


Öncelikle biraz Selim'den bahsetmek istiyorum, inanılmaz tatlı, olgun, sakin, çok güzel gülümseyen mutlu ve güzel bir bebek.. O gün doğumgünü kostümü içinde de çok ama çokk şıktı..

Ataköy Marina Park'da yapılan organizasyonda Zeynep ve Ali çokk çokk iyi birer ev sahibiydiler, herkesle tek tek ilgilendiler, Zeynep her zamanki gibi çok ince ve çok güzeldi. :)

Organizasyonu benimde instagramdan takip ettiğim ve işlerine bayıldığım Mori Events yapmıştı, Madagaskar temasını işlemişlerdi ve yine çok güzeldi..


Selim'in doğumgünü standı bir nevi Hansel ve Gretel'in şu masalda karşılarına çıkan evleri gibiydi, herşey ye beniii ye beniii diye bağırıyordu :))


Sarecik'de o gün çok eğlendi, bir sürü yaşıtı bebekle oynadı, bakıştı hatta bir oğlanın peşinden koştu :))

Selim'cik, pastası kesilirken çok eğlendi, onu izlerken bizde çok eğlendik :) 

Bu harika organizasyondan daha önemlisi de onu bu kadar çok seven bir ailesinin olması belki de.. Ona gösterdikleri sevgi, özen, şefkat,ilgi eminim onun bu hayatta hep mutlu ve özgüvenli bir adam olmasını sağlayacak..


Son söz olarak,
Mutlu yıllar Selim'cik, iyi ki doğmuşsunn!! :)

20 Mart 2014 Perşembe

İşte beklenen ilk düşme..

Bebekliğin hangi dönemi daha zor diye düşündüğümde sanırım ilk 3 ay ile emeklemekle-yürümek arasında gidip geldiği, herşeyi ama herşeyi ağzına attığı evreler diyebilirim..

Sarecik şu an kıpır kıpır, dünyayı herşeyi ağzına atarak keşfediyor.. Bu devrede halıdaki en ufak milimlik tozdan, yere düşen minik bir saç teline, telefonlarımıza, kumandalara, kablolara kadar herşeyi ama herşeyi kemirmeye çalışıyor.. Minik bir tavşan kısacası :)

Gülümsediğime bakmayın, son derece paranoyak bir kadın oldum çıktım bu durum yüzünden..Günde 3-5 kere evi süpürüyorum, onunla birlikte emekliyorum yerde kaçırdığım bir toz var mı diye tekrar kontrol ediyorum.. Ama yine de mutlaka kaçırdığım bir şey oluyor..

Aynı şey hareketleri içinde geçerli.. Durmaksızın kontrolsüz hareket ettiği ve dengede durmaya çalıştığı için arada sırada dengesini kaybedip popo üstü düşüyor.. Bunların artık normal olduğunu biliyorum..Bizimle birlikte uyuduğu için sabah ben uyandıktan sonra o hala uyuyorsa etrafına minderlerden bir kule yapıyorum ki düşmesin..

Ama işte birkaç gün önce sadece 1 dk.lığına yanından ayrılmış olmama ve yine minderlerden kule yapmama rağmen uykusunda geri geri giderek minderleri yere düşürüp yere kafa üstü düştü Sarellam..:(((

Allahtan yatağın yerden yüksekliği 30 cm'di ve iki kat kalın halı vardı ama yine de hem o çok korktu hem de ben..

Hatta hayatta daha fazla korktum mu hiç bilmiyorum..
                   
Sonrasında hemen araştırdım, eğer bebek biraz ağladıktan sonra normal hayatına dönüyorsa, kusmuyorsa, donuklaşmadıysa, düştüğü yükseklik 50 cm.'de az ve zemin yumuşaksa genelde bir problem yok demekmiş.. Zaten yetinmeyip ailemizin sevgili beyin cerrahı Müfit amcaya da sorduğumda daha çok düşer kafana takma dedi ve birazcık rahatladım.. O rahatlamaya kadar geçen saatler ise Göksal'ın depresyondayımmmm şarkısı fonunda geçti..

Anne olunca anlarsın kısmının bu kısmını da böylece anladım.. Biz bu meşhur yataktan düşmeyi böylece atlattık darısı kimsenin başına gelmesin :)

11 Mart 2014 Salı

Fırına ekmek almaya giden minicik bir çocuktun sen..


Bir anne olarak konuşamıyorum, kelimeler boğazımda..Söylesem faydası yok, sussam gönül razı değil..

Seni tanımıyordum, izin verselerdi belki de upuzun bir ömrün olacaktı ve belki biz seninle bir gün parkta, bahçede, metroda karşılaşacak, bunun farkında bile olmayacaktık..Muhtemelen seni tanımayacaktım bile..

Keşke ben seni hiç tanımasaydım da, sen genç bir adam olarak yaşasaydın uzun yıllar..

Hangi politik görüşten olursa olsun, hiç bir anne güle oynaya ekmek almaya fırına yolladığı       evladının eve ölüsünün gelmesini istemez, bunu yüreği kaldırmaz..Bu acıya hiçbir yürek dayanmaz..


Bir bebeği dünyaya getirmenin, onu büyütmenin, verilen emeğin ne demek olduğunu en iyi anneler bilir..Senin gibi masum bir süt kuzusuna bunu yapanları, bunun emrini verenleri, bu katilleri destekleyenleri bir anne olarak yüce adalete havale ediyorum çocuk..

Biz çocukken fırına gider, ekmeği alır, köşesini de koparır yiye yiye gelirdik pazar kahvaltı sofralarına..

Aynı günleri sana yaşatamadık Berkin, sayende yeniden çocuklarımızın görmesi dileğiyle..

Huzur içinde uyu çocuk..

10 Mart 2014 Pazartesi

Hmmm güzel bir mama kabı buldum!

Bu mama kabını geçenlerde keşfettim ve çokkk sevdim..

Zira Sare'ye hazırladığım sebze çorbasını yemeye başlangıç anımızla bitişi arasında epey bir zaman geçiyor ve çorbası bir yerden sonra soğuyordu..


Bu kabın özelliği ise içine sıcak su koyarak, benmari usulu bebeğinizin yemeğinin sürekli ılık kalması..


Kabın üstündeki bu düğmeyi alttan iterek yukarı kaldırdığımızda sıcak su koymak için bir yer açılıyor buradan haznesine sıcak su koyup, yemeğin benmari usulu ısınmasını sağlıyoruz..Bu deliği bir bebeğin açması da çok kolay değil, bu da güvenli olmasını sağlamış..

Üstelik altındaki vakumla da masaya yapışıyor ve Sare ne kadar çekiştirirse çekiştirsin kabı oynatamıyor :)) -Burada niye gülümsediğimi eminim tüm anneler anladı.-

Picabo'da Bebedor markasına ait bu kabın sanırım 30 tl civarı bir ücreti vardı, belki diğer markalarda da vardır.

Görürseniz aklınızda bulunsun.. :)

3 Mart 2014 Pazartesi

Parti kızı Sare!

2014 benim aileme çok tatlı geldiyse de (babamın bebek olmasını saymazsak)maalesef sevdiğim insanlar için o kadar da tatlı gelmedi..Ocak ayından sonra şubatta da annesi babası kendi hastalanan hatta vefat eden arkadaşlarım beni o kadar derinden yaraladı ki yazmaya mecalim kalmadı desem yeridir..

Yine de güzel şeyler de olmadı değil..Bu ay Sarellam kendi çapında gayet sosyalleşerek iki doğum günü partisine katıldı..

 

İlki kendinden hayli büyük ama belki de en çok anlaştığı ablalarından Alya'ya aitti..7 yaş partisi Koşuyolu'nda biparti parti evinde kutlandı..Velilerle çocukları tamamen ayırarak, velilere biraz nefes alma ve çocuklarının dedikosunu rahatça yapma imkanı veren mekan çok ferahtı..
Makbule teyzesiyle büyük aşk var aralarında :)
                                                     
Sarellam bu aylarda okuduğumuz, kitaplarda yazdığı ve kendisinden beklediğimiz gibi kalabalıktan çok korktu, velilerle olan kısımda aslında çok rahattı ama çocuklar gelip de pasta kesilirken bana sımsıkı sarılarak ağlamaya başladı..


O sırada Sare'nin doğumgünü için verdiğimiz kararın ne kadar doğru olduğunu anladım..

Diğer doğumgünü de Sare'ye yaşça yakın Defne'ciğin 2. yaş günü partisiydi..Bu sefer Defne'lerin evindeydik..Geniş bir salonları olduğu için bir sürü çocuk ve annesini rahatça misafir edebildi arkadaşım Didem..
                   

                                    Ortam gayet şenlikli kızımın keyfi yerinde :)
İyi ki dogdunnn Defneeeee :) 


                                               Sarellam birilerine laf yetiştirirken..
                  Anneyle selfie..Anni neden beni arkadaşlarımın yanından aldın kiii pozuyla..:)

O partide Sare çokkk ama çokk eğlendi..Etrafındakiler kendi yaşında olduğu için mi yoksa bir sürü farklı oyuncak gördüğü için mi bilemiyorum tabii :)

Defne'cik iki yaşına basarken Sarecik de o gün bir sürü kendi akranı bebekle oynayarak bir yaşına daha bastı sanki:)

Sarenin ilk d.gününde elbisesi Andy Wawa, ayakkabısı Mothercare, ikinci d.gününde hırkası Benetton, boğazlı penyesi D&G junior, jean'i Mothercare, çorapları H&M