9 Ekim 2013 Çarşamba

Korkulu kabusumuz lohusa sendromu

Hangimiz yaşamadık ki bu sendromu..

Böyle başladığıma bakmayın, karamsar ve her yerde bulunabilecek tıbbi bir şeyler paylaşmak değil niyetim..:)

Sarellam doğmadan önce beni en çok korkutan şeylerden biriydi, arkadaşlarım mutlaka gireceğimi söylüyordu ama çok istediğim kızım gelirken neden sendroma gireyim ki diye de bir türlü aklım almıyordu..

Doğum gerçekten inanılmaz güzel bir olay, bebekle geçen her an, bir mucizenin yeşermesine tanık olmak çokk çokk güzel..

Ama diğer yandan bir de sen varsın..Bir anda hiç uyuyamayan, kendine 10 dk. bile ayıramayan, artık tuvalete bile koşarak giden,saatlerce emziren, hep yorgun, hep yüzü bembeyaz..

Doğumla beraber değişen hormonlar hatta alt üst olan hormonlarda eklenince, herşeye ağlayan, herşeye alınan ürkek bir kuğu gibi oluyor yeni anne..

Üstüne bebek için hep daha iyi olmasını isteyen ve bunun için sen bilmezsin şöyle yap böyle yap diyen, emzirdin mi uyudu mu diye sürekli sorgulayan ebeveynler, hamileyken kraliçe senken, bir sözünle aşerdin diye çarşı pazar dolaşılırken, doğurur doğurmaz sadece bebeğin annesiymiş kendi varlığın çok da önemli değilmiş gibi davranılan sen..

Bir işin, hayatta bir duruşun varken birden sadece emziren ve başka hiçbirşey yapmayan ve kendini önemsiz hisseden, ben neden okudum peki o kadar zaman, neden bu kadar ugrastım en iyi şirketlere girmek için diye düşünüp duran sen..

Doğumdan önce makyajını, saçını, süsünü ihmal etmezken, bedenine önem verirken, birden eşofmanların içinde, saçların tepeden ev topuzu, göz altların mormor, yüzün bembeyaz, o güzel parfümünün yerinide omuz başlarından yükselen kusmuk kokusu alınca haliyle lohusa sendromuna girmekten kaçamayan sen..

Ve işte o dönem..Bazı anlarda bebekten ve kocadan uzaklaşıp, herşeyden arkana bakmadan kaçmak istiyorsun..

Peki herşey bu kadar kötü olmak zorunda mı?

Elbette hayır..Yukarıda yazdıklarımın çoğunu az ya da çok elbette her anne yaşamıştır..

Bizzat bende yukarıda hissettiklerimi paylaştım..

Maalesef bunlar bu muhteşem yolculuğun bir parçası, madalyonun öteki yüzü..

Şu an ki aklımla, o ilk zamanlara dönersem bazı şeyleri şöyle değiştirirdim, bu sendromu daha da hafif atlatırdım dediğim ve paylaşmak istediğim şeyler var..
  • İlk 3 ay zordur, sizin çocuğunuz en melek çocuk bile olsa zordur.. Onun için baştan bunu kabul etmek herşeyi biraz daha kolaylaştırır..
  • Dinlenmek, uyumak anahtar kelime! Ben ki yıllarca çokk ama çokk mesaili bir işteydim, sabahladığım çok oldu ama bu başka bir yorgunluk..Bebek uyurken mutlaka sizde uyuyun, uykunuzu aldığınıza emin olduktan sonra da kendinizi şımartacak birşey yapın..Mesela kuaföre gidin manikur yaptırın, fön çektirin :)
  • Doğumdan itibaren ilk 3 ay tabii ki sizi çok sevdikleri için çok dostunuz, arkadaşınız gelecek hele ki hastanede ve ilk günler..Kimse olmasa 2 tarafın ailesi hep yanınızda olacak..İşte o dönemlerde birinin sizin adınıza bu işi çok iyi organize etmesini ve sürekli misafir ağırlama ritüelini rahatlatmasını sağlayın..İçeride bir sürü misafir ve yatak odasında sürekli emziren bir anne depresyona giriş 101'dir..
  • Doğumdan önce bütün ebeveynler sana hiç karışmayacağım der, doğurduğun anda kendi çocuk büyüttü diye kendini bebek profesörü zanneder, attığın adıma bile karışmak ister..Her cümle 'bizim zamanımızda.. ile başlar..' ama kitaplarda böyle yazıyor dediğinde 'biz böyle yaptık, hayret bu yaşa gelmişler' diye sitemle biter..Ebeveynlerle arayı bozmadan bebek büyütmek üzerine ayrıca bir kitap yazılabilir, benim tavsiyem 'bunu doktoruma soralım tamam derse yaparız demek..' :) ve onların bütün bunları iyi niyetle söylediklerini unutmamak..
  • Bebeğinizi alın bol bol açık havada yürüyüşe çıkın, yürümek her zaman iyi gelir..Ama yolda ağlayacak uykusu gelecek, acıkacak..Sonuçta o bir bebek ve onun için herşey çok yeni..Ona kızmayın, merak etmeyin o sokaktan bebeği ağlayarak geçen ilk anne siz değilsiniz, ailesinden bebek geçmiş olan herkes halinizi anlar.. :)
  • Saatlerce emzirirken, kendinizi kötü hissettiğinizde bunun geçici bir süreç olduğunu unutmamaya çalışın.Benim yıllardır yaptığım çok kısa bir meditasyon var, emzirirken çok işime yaradı, gözlerimi kapatıyorum ve o an en çok olmak istediğim yeri düşünüyorum, o yerin kokusunu burnumda hissediyorum, sesleri duyuyorum ve gözlerimi açtığımda çok daha mutlu oluyorum..Tavsiye ederim..
  • Mutlaka ama mutlaka yemek programınızı düzenleyin..Yine ebeveynler size süt olsun diye bir sürü şey yedirip, şerbetler içirmeye çalışacaklar..Sonuçta sütünüz artar mı bilemiyorum ama zaten hali hazırda aldığınız kilolara yenilerinin ekleneceği garanti! Süt için ihtiyacınız olan tek şey bol bol su ve dinlenmiş bir beden..Eve birkaç sürahi alın ve hepsini sabahtan doldurun,bol bol su için..Pratik, tok tutucu ve besin değeri yüksek yemekler yemeye çalışın..
  • Nasılsa evdeyim diye ev kıyafeti olayını abartmayın, aynaya baktığınızda gördüğünüz kadına acımayın :) Pratik bakım, makyaj ürünleri hayat kurtarır..
  • Henüz doğumdan çıkmış bedeniniz için bir iki tane de olsa güzel kıyafet alın, güzel giyinmek moral verir..
  • Ve en önemlisi.. Bu yaşadıklarınız her annenin başına geliyor ve zamanı gelince herşey daha iyi oluyor..Bu bir süreç, anne olmak, ne yeni bir kariyere, ne evlenmeye benziyor..Hayatı kökünden değiştiriyor..Elbette alışmak uyum sağlamak bir günde olmayacak ama hep böyle zor da olmayacak..O yüzden daha iyi olacağını bilerek, o anı kabullenmek en güzeli..
Ve sonunda o zor günler hafiflediğinde ve herşey daha güzel olmaya başladığında, annelik de tadından yenmiyor..:)



Sevgiler,

2 yorum:

  1. O kadar ihtiyacim vardi ki bu yaziya :) tesekkur ederim ;)

    YanıtlaSil
  2. Rica ederim, biraz ise yaradiysa ne mutlu bana :)

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı bekliyorumm